COVID-19'un küresel bir salgına dönüşmesinden bu yana birbuçuk yıl geçti. Ağır insani ve maddi kayıplar yaşandı. Can kayıplarının yanı sıra milyonlarca insan işini veya gelirini kaybetti. Dünya savaşları sonrasındaki en ciddi sosyal ve ekonomik problemler ortaya çıktı. Ekonomik faaliyetlerde ortaya çıkan büyük daralma sonrası başta gelişmiş ülkelerde olmak üzere başlatılan kapsamlı politika ve likidite destekleri, küresel ekonominin çöküntüye gitmesini önlendi.

Aşı konusunda sağlanan ilerlemelerle birlikte bu sağlık ve ekonomi krizinden bir çıkış yolu giderek daha görünür hale geldi. Ancak toparlanma hala belirsiz, dengesiz ve kırılgan. İyileşmenin gücü, dünya çapında etkili aşılamaya bağlı.

Farklı iyileşme süreçleri küresel gelir dengesizliğini daha da artırır

2021'de ve 2022'de küresel ekonomide toparlanma öngörülüyor. Öte yandan bu toparlanmanın bölgeler ve ülkeler arasında farklı olması da bekleniyor. Gelişmiş ekonomiler arasında, Amerika Birleşik Devletleri'nin bu yıl COVID öncesi GSYİH seviyesini geçmesi bekleniyor. Yükselen pazarlar ve gelişmekte olan ekonomiler arasında Çin, daha 2020 sonunda COVID öncesi GSYİH'ya geri dönmüştü. Ancak diğer ülkelerde 2023'e kadar bunun gerçekleşmesi beklenmiyor. Farklı iyileşme süreçlerinin küresel gelir dengesizliğini daha da artırmasından endişe diliyor.

Salgın öncesi seviyelere dönüş

Salgınla birlikte dijitalleşmenin ve otomasyonun da hız kazandığı görülüyor. Bu durum sektörleri, firmaları ve işleri hızla dönüştürüyor. Yeterli eğitimi alamayan gençler ve görece düşük becerilere sahip olanlar açısından iş olanakları daralıyor. Diğer taraftan evden çalışmayı destekleyen ürünlere yönelik güçlü talep geliyor. Dayanıklı mallara ve özellikle otomobillere yönelik bastırılmış ve ertelenmiş talebin ortaya çıkmasının 2020'nin ikinci yarısından itibaren küresel toparlanmanın arkasındaki temel faktörler olduğu düşünülüyor. Küresel bazda sanayi üretimi hızla salgın öncesi seviyelere geri dönerken, turizm ve seyahat başta olmak üzere pek çok hizmet sektöründe pandemi kontrol altına alınmadan kalıcı toparlanma beklenmiyor. Uluslararası mal ve emtia ticareti hacimleriyse salgın öncesi seviyelere geri dönüyor.

Ülkeler aşı üretimi ve dağıtımı konusunda birlikte çalışmalı

Özetle küresel ekonomik görünüm, virüs ve aşılar arasındaki yarışa bağlı. Aşılarla ilgili yeni ilerlemeler olumlu etkiyi artırırken, yeni virüs varyantlarının ortaya çıkması bu görünümü olumsuz etkileyecektir. Uluslararası arenada her şeyden önce, ülkelerin aşı üretimi ve dağıtımı konusunda birlikte çalışması gerekmektedir. Dünyada normal bir yılda üretilen aşı seviyesinin üç katını aşı üretilmeye çalışılıyor. Girdi tedarik darboğazları bu süreçte büyük zorluklar çıkartıyor. Ayrıca dünya nüfusunun yüzde 16'sının dozların yüzde 50'sini önceden satın almış olması da aşıya erişimde problemlere yol açıyor. Bu üretim darboğazlarını çözmek, üretimi hızlandırmak, düşük gelirli ülkenin aşıya erişimi sağlamak için ülkelerin birlikte çalışması gerekiyor.

Kalıcı makroekonomik iyileşme virüsü her yerde yenersek mümkün

Salgınla mücadele ederken öğrenmiş olmamız gereken beş önemli ders var.

Birincisi kalıcı bir ekonomik iyileşme, ancak pandemiyi her yerde yenersek mümkündür. Bu nedenle, özellikle aşı geliştirme ve dağıtımı konusunda güçlü bir uluslararası işbirliğine ihtiyaç vardır.

İkincisi, sağlık krizinden kalıcı bir çıkış olana kadar çalışanlara ve işletmelere destekler sürdürmelidir.

Üçüncüsü, insanlara, yani beşeri sermayeye daha fazla yatırım yapılmalıdır.

Dördüncüsü, bu hastalıkla birlikte iyi çalışan bir sağlık sisteminin gerekli olduğunu gördüğümüz gibi, artık iklim değişikliğinin olumsuz etkilerini de görmek zorundayız. Su kıtlığı ve kuraklık şimdiden hissediliyor. Karbon bazlı ve çevreyi kirletmeye dayalı ekonomik büyüme modelleri artık değişmek zorunda. Bu da daha yeşil bir ekonomi anlamına geliyor. Yeşil dönüşüme hazır olmak gerekiyor.

Beşinci olarak da daha adil ve küresel bir ticaret mimarisine ihtiyacımız var. Kurallara dayalı uluslararası ticareti güçlendirmemiz gerekiyor. Çünkü en önemli yoksulluğu azaltma ve kalkınma aracı ticarettir. Küresel ticaretin dengeli artması, çatışma olasılığını azaltacaktır. Buda açık ve öngörülebilir uluslararası ticareti gerektirir.

Yapısal sorunlar ekonomideki kırılganlıkların artmasını sağlıyor

Ülkemiz açısındaysa Türkiye ekonomisi salgından önce zaten düşük büyüme temposundaydı. Salgınla birlikte sıkıntılar da büyüdü. Hem yurtiçi ekonomik aktivite hem de uluslararası ticaret hacmi daraldı. Buna rağmen özel sektörün dinamik ve yeni koşullara hızlı adapte olan yapısı sayesinde geçen yılı pozitif büyüme ile kapattık. Bunu başaran az sayıda ülkeden biri olduk.

Öte yandan iş âlemi önünü görmek, hesap yapabilmek istemektedir. Kural hâkimiyeti ve hukuk güvenliği aramaktadır. Kurallar olacak, herkese eşit uygulanacak ve kuralların nasıl değişeceği de kurala bağlanacak. Akşam yatarken sabah hangi sürprizle karışılacağız endişesi olmayacak. Türkiye’nin bu yönde rota düzeltmesini gerçekleştirerek pandemi sonrası dönemin dinamiklerine odaklanması gerekmektedir. Zira yapısal sorunlar ekonomide kırılganlığı artırmakta, risk alma ve yatırım yapma iştahını azaltmaktadır. Güven sağlanır ve geleceğe ilişkin belirsizlikler azalırsa, risk algısı, enflasyon ve faiz düşer, yatırımlar ve istihdam artar, ekonomi büyür. Bunun için de reformlara odaklanılmalı, hem salgın sonrası döneme hazır olmamızı sağlayacak, hem de yatırımcılara güven verecek bir program tasarlanmalı. Nüfus yapımız, üretim kapasitemiz, merkezi konumumuz ile büyüme potansiyeli en yüksek gelişmekte olan ülkelerden biriyiz. Risklere değil, fırsatlara odaklanmalıyız ve ekseni genişletmeliyiz. Evet, kritik virajları aştık. Ama önümüzde, inişli-çıkışlı uzun ve zor bir yolculuk var. Temkinli ama kararlı bir şekilde ilerlemeyi sürdürmeliyiz.


# Başkan'ın Diğer Yazıları
1 2023’TE YÜZDE 5 BÜYÜME, 867 MİLYAR DOLARLIK MİLLİ GELİR, YÜZDE 25 ENFLASYON VE 265 MİLYAR DOLAR İHRACAT HACMİ HEDEFLENİYOR 31.10.2022 Görüntüle
2 MİLLİ MÜCADELE’DEN ÇIKARILACAK DERSLER VE PES ETMEMEK ÜZERİNE 24.01.2022 Görüntüle
3 İKLİM KRİZİYLE MÜCADELEDE ARTIK YENİ BİR SAYFA AÇILIYOR 29.11.2021 Görüntüle
4 YAPISAL REFORMLARI HAYATA GEÇİRİP, 2021’İ YENİ BİR BAŞLANGICA ÇEVİRELİM 10.02.2021 Görüntüle
5 SÜRDÜRÜLEBİLİR BİR BÜYÜME ANLAYIŞINA ODAKLANILACAK 09.12.2020 Görüntüle